Doğal Ebeveynlik Nedir?


Doğal Ebeveynlik Nedir?

DOĞAL EBEVEYNLİK NEDİR?

Doğal ebeveynlik; çocuğu tanımanın, kendisini iyi hissetmesine olanak sağlamanın ve ihtiyaçlarının farkına varıp, bunları düzenli bir biçimde karşılamanın odak noktada yer aldığı bir ebeveynlik biçimidir. Ebeveynliğin; çocuğun ne zaman uyuyup ne zaman uyanacağı, ne zaman ve ne kadar emeceği, günlük kucağa alınma süresinin ne kadar olduğu gibi bir dizi kurallarla çerçevelendirilmiş olmasını reddeder. Bağlanma odaklı bir yaklaşımdır.

 

BAĞLANMA NEDİR?

Bağlanma; çocuğun temel bakım vereniyle, ki bu kişi genellikle annedir, aralarında geliştirdiği duygusal bağ olarak tanımlanabilir.

 

Güvenli bağlanmanın varlığından söz edebilmek için çocuğun bakım vereni ile aynı ortamda olmayı arzulaması, yaşanan bir ayrılıkta üzüntülü/sıkıntılı hareketler sergilemesi, yeniden bir araya gelindiğinde ise mutlu olması ve tekrar etkileşim kurma çabasının olması beklenmektedir. Güvensiz/kaçıngan bağlanmada, çocuk annenin varlığına kayıtsızdır. Ayrılık anında üzülüp ağlayabilir ya da hiç tepki göstermeyebilir. Eğer ağladıysa bile yabancı biri onu sakinleştirebilir. Anne döndüğünde ise herhangi bir temas beklentisi olmadan oyununa devam edebilir. Güvensiz/kaygılı bağlanmada ise; çocuk annenin yakınlarda olmasını ister fakat yine bu durum onda kaygı yaratır. Ayrılık esnasında çok üzülürler. Anne geri geldiğinde sakinleşmeleri kolay olmaz. Bir yandan fiziksel temas kurmak için şiddetli bir biçimde ağlayabilir, diğer yandan kucaktan aşağı inebilmek için kızgınca kıpırdanabilirler. Anneye gösterilen bir direnç söz konusudur.

 

Doğal ebeveynlikte güvenli bağlanmayı destekleyen bazı adımlar şu şekildedir:

  1. Hamilelik, doğum ve ebeveynliğe hazırlanmak: Hayatınıza yeni bir birey katıldığında, sizde anne-baba olarak “ebeveyn” kimliğinizle tekrar doğarsınız. Başka çocuklarınız dahi olsa; ortama en son katılan yeni bireyi büyüyen ailenizin dinamiği içinde konumlandırabilmek, bireysel ve diğer aile üyeleriyle olan gelişimini destekleyebilmek için ebeveynlik becerilerinizin de gelişmesi gerekmektedir. Bunun için;
  • Kendi çocukluk deneyimleriniz ve ebeveynlik hakkındaki mevcut düşünceleriniz hakkında kafa yorun.
  • Ebeveynlik kavramı hakkında farklı kaynaklar tarayıp, bilgi edinin.
  • Bu konuda sizi zorlayan duygularız, kaygılarınız üzerine çalışın.
  • Gerçekçi beklentiler koyun.
  • Tüm bu süreçlerde zorlandığınızı hissettiğinizde profesyonel bir yardım almaktan çekinmeyin.
  • Sağlıklı çocuklar yetiştirmek için oksijen maskesini önce sizin takmanız gerektiğini unutmayın.

Bir besin olarak: “Sevgi”: Bir çocuğu beslemek; ona gıda sağlamaktan çok sevginin gösteriliş biçimidir. Yenidoğanın arama, emme ve ağlama refleksleri, açlık karşısında oluşturulan bu sinyaller, birer iletişim yöntemidir. Bazen verilen sinyallerin yorumlanması kolay olmayabilir. Ebeveynler bebeklerinin ihtiyaçlarını tanımayı ve bunları karşılamayı ne kadar çok öğrenirlerse; bebek bu iletişimin etkili olduğunu öğrenecektir. Bu sağlıklı iletişim kurulabilmesi için ebeveynin zamanla inşa edeceği yapının temel taşlarını oluşturur.

 

Duyarlılık içeren yanıtlar: Güven ve empati duygularının gelişimi; bebeğin ihtiyaçlarını anlayıp, onlara uygun cevaplar verebilmekle başlar. Vücut hareketleri, surat ifadeleri, ağlama davranışları gibi birçok işaret bebeğin ihtiyaçlarını sözsüz bir biçimde ifade etmesinin yoludur. Bunlara hassasiyetle verilen cevaplar sayesinde çocuk güvenmeyi öğrenir. Güçlü bir bağ kurabilmesi için sadece fiziksel ihtiyaçlarına verilen düzenli cevaplar yeterli olmaz. Bunun yanında duygusal ihtiyaçlarını da karşılayabileceği bir biçimde bakım verenle birlikte geçireceği eğlenceli, kaliteli zamana da ihtiyaç vardır.

 

Ten teması kurmak: Ten teması bebeğin sevgi, güvenlik, uyarılma, fiziksel temas ve hareket ihtiyaçlarının karşılanmasında yardımcı olur. Bebeğin ihtiyacı ve mizacı doğrultusunda yeteri kadar ten teması içinde olması sağlıklı bağlanmanın gelişmesine de önemli bir katkı sağlamaktadır.

 

Fiziksel ve duygusal olarak güvenli uyku düzeninin sağlanması: Bebeğin ihtiyaçlarının gece boyunca karşılanmaya devam etmesi önemlidir. Bu sebeple sinyallerin daha kolay algılanması ve aksiyona geçilebilmesi açısından, bebek nörolojik ve gelişimsel açıdan kendi kendini yatıştırıp/sakinleştirip uykuya dalabilme kabiliyetini kazanana dek, ebeveyni ile aynı odada uyuması önerilmektedir.

 

Tutarlı ve sevgi dolu bakım sağlayabilmek: Bebekler ve küçük yaştaki çocuklar için tutarlı, sevgisini gösterebilen ve duyarlı ebeveynlerin fiziksel varlığı çok önemlidir. Bu nedenle ebeveyn-çocuk arasında yaşanacak kısa ayrılıklar da bile çocuğun güvenli bağ kurabildiği başka bir bakım verenin sürece dahil olması döngünün bozulmadan devam etmesine yardımcı olacaktır.

 

Pozitif disiplin uygulaması: Pozitif disiplin çocuğun fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü koruyan, beyin gelişimini destekleyen, ilişkiden güç alan, çocuğun yaşı ve içinde olduğu gelişimsel döneme göre farklı yöntemler içeren, aidiyet ihtiyacını karşılayan ve çocuk ve ebeveynin birbirinden öğrenme sürecine dayalı bir çocuk eğitim sistemidir.

 

Kişisel ve aile yaşantısı arasındaki dengeyi kurabilmek: Hayatta birçok kimliğimiz birden olabilir: “anne”, “çocuk”, “eş”, “çalışan” vb. Bunların arasındaki dengeyi sağlayabilmek; kuracağımız ebeveyn-çocuk ilişkisinin kalitesi ile de doğru orantılıdır.

 

DOĞAL EBEVEYNLİK NE DEĞİLDİR?

  • Kuralcı bir yaklaşım değildir. Sezgisellik ön plandadır.
  • Mükemmeliyetçilik değildir.
  • Sınırsızlık değildir.
  • Çocuğu şımartmak, tüm isteklerine “Evet” demek değil; çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına ve bunları yerine getirmeye karşı duyulan hassasiyettir.
  • Çocuğu ebeveynlere bağımlı hale getirmek değildir. Aksine yapılan araştırmalar güvenli bağlanmanın çocuğu bağımsızlaşmaya teşvik ettiğini göstermektedir.
  • Sadece “Annelik” rolünü üstlenmek değildir.

 

Anisfeld ve arkadaşlarının (1990) yaptıkları çalışma; anne ile çocuk arasındaki fiziksel temasın arttırılmasının, bu ikili ilişkinin kalitesini anlamlı bir şekilde arttırdığı ve bu sebeple çocuğun güvenli bağlanmasına destek olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırmanın sonucu; doğal ebeveynlik kavramında fiziksel temasın önemine yapılan vurguyu destekler niteliktedir. Ayrıca; çocukluktaki bağlanma stillerimizin yetişkinlik yaşantımızdaki ilişkilerimizde de etkili olduğu, bunları yetişkinliğimize de taşıdığımız bilinmektedir. Ebeveynlerine güvenli bağlanan geleceğin kadın ve erkeklerinin; partnerlerinin ihtiyaçlarına karşı daha hassas ve saygılı oldukları, sağlıklı iletişim kurabildikleri gözlemlenmiştir (Mikulincer ve Shaver; 2005). Bu sebeple geleceğin sağlıklı yetişkinleri ve toplumunu oluşturabilmek için doğal ebeveynliğin önemi ve bağlanmanın rolü göz ardı edilmemelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Online Randevu

Verileriniz 128 BIT SSL Sertifikası ile koruma altındadır.

Online psikolog ile randevu mu oluşturmak istiyorsunuz ? Bunun için formu doldurmanız yeterli olacaktır. Burada dolduracağınız bilgiler Kişisel verilerin korunma kanunu (KVKK) kapsamında saklı kalacaktır.

RandevuForm

Randevu Talep Formu

RandevuForm