Bağlanma stillerinde bebekler yetiştikleri ailenin ve özellikle ona birincil bakım veren bireyin kişilik özelliklerini doğrudan ya da dolaylı yoldan içselleştirmektedir. Bebeğin temel ihtiyaçlarına zamanında geri dönüş yapılması, ihtiyacın nitelikli karşılanması, ihtiyaçların karşılandığı esnada temas iletilerinin güvenli olması gibi faktörler, bebekte oluşacak bağlanma stilinin temellerini oluşturmaktadır. Erken dönemde oluşan bu temel bağlamında kişinin yetişkin dönemdeki sosyal ve duygusal ilişkileri doğrudan etkilenmektedir. Romantik ilişkilerin sürdürülmesi, partnerle aradaki ilişkinin boyutu ve kişinin bu beraberlikten aldığı doyum; bağlanma stiliyle yakından ilişkilidir.
Erken dönemde ebeveyn veya bakım verenle kurulan ilişkinin boyutunun ve niteliğinin, bireyin yetişkinlik dönemini doğrudan etkileyebileceği; yetişkin dönemde kurulan romantik ilişkilerin, kişinin bağlanma stiliyle ilişkili olabileceği; aldatma, kıskançlık ve güven gibi faktörlerin bu bağlamda incelenmesinin ve çift terapilerinde buna yönelik çalışmalara ağırlık verilmesinin gerekli ve yararlı olacağı düşünülmektedir.
Bağlanma Stilleri Romantik Beraberliklerimizi Nasıl Etkiler
Partnerlerin farklı bağlanma stillerine sahip olmaları, ilişkilerindeki doyumu, ilişki örüntülerini ve istikrarını doğrudan etkilemektedir. İnsanlarla yakın ilişki kurmada rahat olan partnerlere sahip kadınlar, ilişkilerinden daha fazla doyum almaktadırlar. Bununla birlikte partnerlerinin onları terk etmesiyle ilgili anksiyete yaşayan erkekler, partnerleriyle etkileşimlerini azaltmaktadır.
Bununla birlikte güvenli-güvenli bağlanma stiline sahip çiftler; güvenli-güvensiz ya da güvensiz-güvensiz çiftlere oranla daha az sözel saldırganlık ve yıkıcılık belirtileri gösterirler. Çiftler arasındaki kavga ve çatışmaların çözümü, güvensiz bağlanma stillerinden birine sahiplerse daha zorlayıcı olacaktır çünkü çatışmayı reddetme, erteleme veya atlatma eğilimi göstereceklerdir.
Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, güvensiz bağlanma stillerinden birini geliştirmiş olan kişilere kıyasla romantik ilişkilerinden daha yüksek düzey doyum alma eğiliminde olmakta ve daha istikrarlı, güvenli ve bağımsız ilişkiler yaşamaktadırlar.
Bağlanma Türleri
John Bowlby’nin (1969,1973,1980) Bağlanma Kuramı, kişilerin değer verdikleri kişilerle sağlam duygusal bağlar kurmalarının neden olduğu eğilimleri açıklar.
Bowlby’e göre bağlanma figürü yani anne veya bakım verenle deneyimlenen etkileşimler süresince, bebekler ne bekleyeceklerini öğrenerek buna göre hareket ederler.
İhtiyaçlara zamanında ve nitelikli cevap veren tutarlı ebeveynliğin, diğer kişilere yönelik güveni sevgi ve ilgi sunma davranışlarında destekleyici bir tutum olarak görüldüğü model sonucunda “güvenli bağlanma stili” oluşmaktadır. Tam tersi olarak duyarsız ve reddedici ebeveynliğin, diğer kişilere ve kendilik algısına yönelik olumsuz düşüncelere yol açtığı model sonucunda “güvensiz bağlanma stilleri” oluşmaktadır.
Güvenli Bağlanma Stili
Olumlu benlik ve olumlu başkaları modelinin birlikteliğinden oluşan bağlanma biçimi, güvenli bağlanma stili olarak adlandırılmaktadır. Güvenli bağlanma stiline sahip olan bireyler; ikili ilişkilerde rahat davranışlar sergilerler ve öz değerlilik hissini özümlemişlerdir. Güvenli bağlanmış bireylerde, kendilerine ilişkin olumlu benlik algısı görülmektedir. Diğer kişiler tarafından uygun geri dönüşler almak, sevilebilmek, değer ve kabul görmek gibi beklentileri barındırırlar ve hayatındaki insanlara da bu duyguları göstermek ile ilgili sıkıntı yaşamazlar.
Güvenli bağlanma stiline sahip kişiler, öz saygıları ve öz güvenleri yüksek bireylerdir. Diğerleriyle kurdukları yakınlık onlarda rahatsızlık veya tehdit hissi meydana getirmez ve özerkliklerini koruyabilirler.
Güvensiz Bağlanma Stilleri
Güvensiz bağlanma stillerinin temeli; erken çocukluk döneminde bebek ile annenin ya da bakım verenin kurduğu sağlıksız ilişki sonucunda atılmaktadır. Bu sağlıksız ilişki çocuğun ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması, çocuğun görmezden gelinmesi ya da çocuğa çok bağlı şekilde aşırı kontrolcü davranışlar sergilenmesi şeklinde ilerleyebilir. Yani aile ile bebek arasında kurulan bağın niteliği eğer olumsuz ya da sağlıksız ilerlerse, güvensiz bağlanma stili için risk faktörü oluşturur. Buna ek olarak yaşanan travmatik deneyimler de güvensiz bağlanma stilinin oluşumunu tetikleyici olabilmektedir.
- Olumlu Etkiler: Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler genellikle daha sağlıklı ve kararlı romantik ilişkilere sahip olma eğilimindedir. Duygusal güvenlikleri, partnerleriyle açık iletişim kurma yetenekleri ve duygusal ihtiyaçlarını anlama konusundaki becerileri, ilişkilerini olumlu yönde etkiler.
Kaygılı Bağlanma Stili
Olumsuz benlik ve olumlu başkaları modelinin birlikteliğinden oluşan bağlanma stili, kaygılı bağlanma stili olarak adlandırılmaktadır. Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde, kendilerini sevilmeye layık görmeme ve kendilerine ilişkin değersizlik duygularına sıklıkla rastlanmaktadır. Kendilerine yönelik duyguları olumsuz yönde olmasına rağmen, diğerleri hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur.
Kaygılı bağlanma stilinde kişilerin duygusal ilişkilerde partnerlerine güven duymak yerine genellikle duygusal açlık hissettikleri görülmektedir.
Gerçek aşkı yaşamak yerine sıklıkla kendilerini tamamlayacak veya kurtaracak bir eş arayışında olmaktadırlar. Mevcut partnerlerine deyim yerindeyse yapışarak bir güven ve güvenlik hissi ararlar. Fakat bu tavırları ile partnerlerini genellikle kendilerinden uzaklaştırırlar. Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde görülen en temel korku, terk edilme korkusudur. Duygusal ilişkileri çok yoğun yaşanır fakat çoğunlukla kısa sürelidir. Tamamen partnere odaklı bir yaşam tarzı ve partneri kontrol etme isteği, yoğun doyumsuzluk duygusunu da beraberinde getirir. Karşılanması mümkün olmayan bu ihtiyaçlar, partneri de katlanılması güç bir duruma sokacaktır.
Kaygılı bağlanan bireyler, çatışma durumlarında yüksek düzeyde bağlanmayı etkinleştirme (hyperactivation) stratejileri ile partnerlerini daha fazla ilgi ve destek almak için sürekli zorlarlar. Romantik ilişkiler açısından, kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerin kendilik değerleri düşük olduğundan dolayı sürekli tehdit algısı yaşanmaktadır.
Kaçıngan Bağlanma Stili
Olumlu benlik ve olumsuz başkaları modelinin birleşiminden oluşan bağlanma şekline kaçıngan bağlanma stili denir. Kaçıngan bağlanmış kişiler otonomluğa son derece önem verirler, kendilerinden başka birine ihtiyaç duymayı ve ikili ilişkilerin gerekliliğini reddederler. Buna bağlı olarak diğerlerine karşı olumsuz davranışlar gösterebilirler. Kendilerini sevilmeye layık ve değerli görmelerine karşın diğer insanları olumsuz değerlendirirler. Hayal kırıklığından kaçınmak, bağımsız ve güçlü kalabilmek için yakın veya duygusal ilişki kurmaktan kaçınırlar. Duygusal bir ilişki yaşayanlar ise ilişkilerine karşı güvensizlik hissi olduğu için partnerlerine karşı kendilerini duygusal olarak uzak tutarlar.
Eşlerinin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek özelliklere sahip olmadığını düşünürler ve zorlandıkları noktada ilişkiden uzaklaşma, kaçma veya kendilerini iletişime kapatma eğilimi gösterebilirler. Kendilerini iletişime kapatma noktasında hem partnerlerini sevdiklerini inkar etmek hem de partnerinden kolayca ayrılabilmek amacıyla içe dönük özellikler sergilerler. Çoğunlukla sahte bir bağımsızlık duygusu ile başkalarına ihtiyaçlarının olmadığını düşündükleri için; duygusal, fiziksel ve bilişsel izolasyon arayışında olabilirler. Kaçıngan bağlanan kişiler, etkinleştirmeyi engelleme (deactivation) stratejilerini etkin kullanırlar; stres ve kaygıyla baş etmede kendi kendilerine yetmeye odaklanırlar ve başkalarının yardımına ihtiyaç duymazlar.
Zorluklar: Bağlanmaktan kaçınma ve duygusal mesafe, partnerle duygusal bağlantıyı zorlaştırabilir. İlişkide derinleşme ve duygusal paylaşım konusunda zorluk yaşanabilir.
Karmaşık Bağlanma Stili
Olumsuz benlik ve olumsuz başkaları modelinin birleşiminden oluşan bağlanma stiline karmaşık veya korkulu bağlanma stili denir. Karmaşık bağlanma aslında bireyin, diğer insanlar hakkındaki güvenilmez oldukları ve onu reddecek bireyler olduğu düşüncesiyle karakterizedir. Karmaşık bağlanma stiline sahip birey, kendisinin sevilmeyeceğine dair beklentileri vardır ve kendine yönelik değersizlik duygusu baskındır. Karmaşık bağlanma stiline sahip bireyler; her ne kadar kendileri ve diğerleri hakkında olumsuz algıya sahip olsalar da diğerleri tarafından onaylanma ve kabul edilme istekleri yüksektir.
Bu sebeple saplantılı bireylerle benzerlik göstermektedirler. Diğerleri tarafından reddedilme ve kaybetmenin oluşturacağı acıyı engellemek için insanlarla yakınlık kurmaktan kaçınırlar. Karmaşık(korkulu) bağlanma stili, güvenli bağlanma stilinin tam zıttı özelliklerle tanımlanmaktadır.
Bağlanma stilleri kaça ayrılır?
Bağlanma stilleri Güvenli ve Güvensiz Bağlanma stilleri olarak ikiye ayrılır. Güvensiz bağlanma stilleri de kendi içerisinde Kaygılı Bağlanma, Kaçıngan Bağlanma ve Karmaşık Bağlanma olarak ayrılmaktadır.
Bağlanma stilinin sonradan değişmesi mümkün mü?
Güvensiz bağlanma stillerinin psikoterapi müdahalesiyle ya da kişinin güvenli bağlanma stiline sahip bir partnerle yaşayacağı sağlıklı bir ilişki sonrasında değişim göstermesi mümkündür.